Özgeçmiş:
Asuman Ergüney, 1976 Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nden 1998 yılında mezun oldu. Fotoğrafla üniversite yıllarında tanıştı. Kredi tamamlamak için aldığı fotoğraf dersleri Ergüney için vazgeçilmez bir tutkuya büründü. Mezun olduktan sonra kendisini Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde buldu. Serpil Yıldız ve Selim Aytaç’ın belgesel fotoğraf atölyelerinde çalışmaya başladı. Daha sonra Hakkı Üncü’nün çektiği bir fotoğraftan yola çıkarak Türkiye’de yaşayan mültecileri çalışmaya başladı. Birleşmiş Milletler ve Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’yle işbirliği gerçekleştirdi. Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği çatısı altında birçok çalışmaya imza attı. Çalışmalarını genellikle belgesel fotoğrafçılığı üzerine yoğunlaştırdı. Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde bir dönem yürütme kurulu üyeliği gerçekleştirdi. Ergüney, tarih öğretmeni olarak mesleki hayatına devam etmektedir.
Ergüney, “Me Romis Sinom” Türkiye’de Romanlar ve meslekleri, “Bekleyiş” Türkiye’de sığınmacı hayatlarından kareler, “Amen” Güneydoğu Anadolu’da inançlar ve “Ulus Altındağ’da Kentsel Dönüşüm” isimli çalışmalarda yer aldı.
Sergi: Rec’a/Umut
Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği üyesi, belgesel fotoğrafçı Asuman Ergüney’in fotoğrafları ve yazar Selda Tan Özdemir’in metinlerinden oluşan sergi, sığınmacı ve mültecilerin durumlarını aktararak, sosyal farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Onlar vatansızlar, mülteciler, sığınmacılar, göçmenler…
Onlar adaletsiz savaşlardan,
yerleşik ahlakı yok sayan rejimlerden,
hak sınırlamalarından,
insan hakları ihlallerinden,
yoksulluktan,
azgelişmişlikten,
etnik ihtilaflardan,
azınlıklara uygulanan baskıdan kurtulup kaçmayı seçenlerdir.
Onlar vatandaşı olduğu devleti tarafından korunamayanlar;
ırkı, dini, milliyeti, siyasi görüşleri nedeniyle zulüm görenlerdir.
Onlar doğdukları toprakları terk ederek uzaklara, bilmedikleri coğrafyalara gitmeye mecbur edilenlerdir.
Dünya, tarihte görülen en büyük toplu mülteci akımına tanık oluyor…
Suriye’deki iç savaşın başlangıcı olan Mart 2011’den bu yana 11 milyondan fazla Suriyeli evlerini terk etmek zorunda kaldı, yerinden edildi. 4 milyona yakın insan Suriye’nin yakın komşuları Türkiye, Lübnan, Mısır, Ürdün’e sığındı. 2014’ün başından bu yana her ay 100.000’den fazla Suriyeli mülteci komşu ülkelerde kayıt altına alınıyor.
Suriyeli mültecileri iyilikle ve cömertlikle kabul eden Türkiye, “misafir” olarak adlandırdığı 1.7 milyon mülteciye kapısını açtı ve onlara, temel barınma, koruma ve diğer önemli hususlarda destek sağlayarak 275.000 kişinin barınabileceği kamplar inşa etti.
Suriye, bir çocuk için dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri…
Ülkelerindeki acımasız iç savaştan kaçıp başka ülkelere sığınan Suriyeli mültecilerin yarısından fazlasını çocuklar oluşturuyor. İç savaşın başlangıcından bu yana 7000 çocuğun hayatını kaybettiği Suriye’de 5 milyon çocuk acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor. BMMYK (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) rakamlarına göre bugün 2 milyona yakın Suriyeli çocuk, mülteci olarak başka ülkelerin koruması altında. Bu çocukların yüzde 75’i ise 12 yaşından küçük. Evlerini, okullarını, kentlerini ve en önemlisi geleceklerini kaybetmiş bu çocuklar füzelerden, roketlerden, keskin nişancılardan kaçarak yaşamaya çalışıyor; kimisi yaralanıyor, kimisi sakatlanıyor. Aralarında ebeveynlerinden birini ya da ikisini kaybetmiş, babaları gözaltına alınmış, vurulmuş, sakatlanmış binlerce öksüz, yetim bulunuyor. Bu çocuklar harap olmuş vatanlarından kaçarak refakatçisiz sınırları aşıyor, tek başlarına güçlüklerle dolu yolları aşarak sürgüne göndermek zorunda bırakılıyor.
Suriyeli çocukların geleceklerine dair tek umut; eğitim…
Hayatlarının başlangıcında bir mülteci olarak hayatlarını sürdürmeye zorunlu bırakılan, kendi ülkeleri yerine bir konuksever ülkenin bayrağı altında bir mülteci kampında doğan çocuklar ülkelerinin geleceğe ilişkin umutlarının da habercisi. Bu nedenle eğitim her şeyden daha önemli hale geliyor.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarihinin en büyük insani yardım operasyonunu yaparak travma, endişe ve sıkıntı dolu günler geçirmiş olan bu çocuklara güvenli eğitim, psikolojik bakım ve destek ve istikrarlı bir geleceği inşa edecek huzurlu bir ortam sağlamaya gayret ediyor.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın idaresindeki kamplarda, Suriyeli öğretmenlerin gönüllü çalıştığı okullarda Suriyeli mülteci çocuklar örgün eğitime kayıt oluyorlar. Ülkelerindeki müfredata uygun olarak bugün binlerce çocuk eğitim olanağına kavuşuyor. Kitap, çanta ve okul malzemeleri temin ediliyor. Okullarda engelli çocuklar için özel sınıflar bulunuyor. Mülteci çocuklar, yaşadıkları zor koşullara rağmen, karşı karşıya oldukları sorunları aşmakta inanılmaz güç ve esneklik gösteriyorlar. Birçok çocuk geleceklerine dair hayallerini muhafaza ediyor; bir gün, savaş bitip ülkelerine dönebildiklerinde doktor, avukat, öğretmen ya da sanatçı olarak hayatlarını sürdüreceklerini umut ediyorlar.
Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği üyesi, belgesel fotoğrafçı Asuman Ergüney’in fotoğrafları ve yazar Selda Tan Özdemir’in metinlerinden oluşan sergi, sığınmacı ve mültecilerin durumlarını aktararak, sosyal farkındalık yaratmayı hedefliyor.
This post is also available in: İngilizce