Özgeçmiş:
Enri Canaj, 1981 yılında Arnavutluk’un Tirana şehrinde doğdu. Çocukluk yıllarını burada geçirdikten sonra ailesiyle beraber 1991 yılında sınırların açılmasının hemen ardından Yunanistan’a taşındı. Atina’da yaşamakta olup Yunanistan ve Balkanlar’dan hikayeler aktarmaktadır.
Atina’daki Leica Akademisinde fotoğrafçılık okudu. Magnum fotoğrafçısı Nikos Economopoulos ile bir yıllık bir çalıştaya iştirak ederek 2007 yılında British Council’ın göç konulu projesinde yer aldı.
2008 yılından beri Time Magazine Lightbox, CNN Photo Blogs, New York Magazine, msnbc Photography, Vice Magazine Newsweek, Paris Match, Le monde Diplomatique, Burn Magazine, Foto8 Magazine London, Gup Magazine, Feature Shoot gibi başlıca yayınlarda serbest fotoğrafçı olarak görev almakta ve çalışmaları Atina ve Selanik’teki Çağdaş Sanatlar Müzesi’nde, İstanbul’da Bilgi Santral’da Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda ve Atina Fotoğraf Festivali’nde sergilenmektedir. Özellikle Kosova ve Arnavutluk’ta ve ayrıca Yunanistan’da göç ve son krizlere odaklanarak çalışmalarını sürdürmektedir. 2013’ün ilk çeyreğindeki hakemli JGS kazananıdır.
Sergi:
Suriye’deki iç savaş daha da kötüye giderken, her gün mültecilerin sayısı da artmaktadır. Yunanistan Avrupa’ya ulaşmaya çalışan mültecilerin giriş noktası konumundadır. Bugünlerde Yunanistan’a gelen mültecilerin %80’i Suriyeli. Ne yazık ki, birçoğu bu yolculuğu hiçbir zaman tamamlayamıyor. Akdeniz’in sularında boğuluyorlar.
2015’in başından beri doğu Ege’deki Yunan adalarının Suriye, Afganistan, Pakistan ve Irak’tan 48.000’den fazla mülteci aldığı tahmin ediliyor.
Lesvos’taki Kara Tepe kampında koşullar çok kötü. Düzen yok, hijyenik bir ortam yok, ve gelen mültecilere, özellikle de kadın ve çocuklara yardım etmeye ve hizmet vermeye çalışan çok az sayıda gönüllü var. Bebek maması, kıyafet ve ilaç ihtiyacı hiç bitmiyor.
Öğle yemeği zamanı, kamp içinde en zor saat. Yemek almayı bekleyen birçok insan ve onlara yemeği verecek çok az sayıda insan.
Ama Yunanistan onların ilk durağı. Kimse burada kalmak istemiyor. Hedefleri Almanya’ya ulaşmak; Yunanistan’da geçirdikleri birkaç günden sonra kuzey Yunanistan’a doğru yola çıkıyorlar. İkinci durakları Makedonya, hemen sonrasında Sırbistan, Macaristan ve sonunda Almanya.
Normal ulaşım yollarından hiçbirini kullanamıyorlar. Bir taksi bile tutamıyorlar, çünkü kanun taksi şoförlerinin izin belgeleri olmayan yabancılara hizmet vermesini engelliyor. Bu yüzden diğer birçok zorluğu da geçerek kilometrelerce yürümeleri gerekiyor.
Ne kadar hızlı yürüdüklerine bağlı olarak haritada ortalama 3 gün daha Yunanistan var.
Birçok çocuk, yaşlı, engelli var aralarında ve bu tüm bu durum, yolculuğu daha da zor yapıyor. Aynı acı ve yorgunlukla ve birbirlerine yardım ederek gidiyorlar büyük gruplar halinde. Her an polisler tarafından yakalanma korkusunu da yanlarında taşıyarak. Bütün bunlara rağmen hala şanslı olduklarını söylüyorlar! Çünkü hayatta kaldılar ve savaştan kaçmayı başardılar ve bu onlara devam edecek ve umutlarına tutunacak gücü veriyor.
This post is also available in: İngilizce