Özgeçmiş:
İmren Doğan, 1968 yılında Beypazarı’nda doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi’nde, yüksek lisans eğitimi ise Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde tamamladı.
2003 yılında Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde (AFSAD) başlayan fotoğraf eğitimi süreci daha sonra çeşitli atölyelerde devam etti. Jodi Bieber’den belgesel projelendirme dersleri aldı. Kırkı aşkın sergiye katıldı. Dökümcüleri konu alan “Lal”, mevsimlik tarım işçilerini konu alan “Hangi Toprağın İnsanları”, kuş mezatlarını konu alan “Satılık Özgürlük”, Antakya’da üç semavi dini konu alan “Anadolu’da Üç Kardeş” gibi belgesel projelerinin içerisinde yer aldı.
“Tuz Gölü’nün Ekolojik Yapısının Belgelenmesi”, “İklimlerin Doğa ve Ekolojik Yapıya Etkileri”, “Darwin/Evrim”, “Ulus Altındağ Kentsel Dönüşümünün Belgelenmesi”, Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu çatısı altında yürüttüğü “Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunları ve Çözüm Önerileri” konulu kurumsal projelerde de bulundu. 6. Dönem Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu Yönetim Kurulu ve Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde üyesi olan Doğan, belgesel konulu çalışmaların içinde yer alıyor, projeler yürütüyor.
İmren Doğan, halen bir kamu kurumunda uzman eğitimci olarak çalışmaktadır.
Sergi: Görülmeyenler… Duyulmayanlar…
Mevsimlik tarımsal üretim için bir yerden bir yere göç eden ve sezon bitimi evlerine geri dönen işçiler için mevsimlik tarım işçisi (MTİ) kavramı kullanılmaktadır. Dünyada ve ülkemizde bu işgücünün içerisinde kadınlar ve çocuklar önemli bir bölümü oluşturmakta ve kadınların dağılımda ağırlığı artmaya devam etmektedir. İşçi aileleri genellikle kırsal alanda yaşayan, eğitim olanaklarından yeterince yararlanamamış, nitelikli mesleki eğitimi ve donanımı olmayan yoksul kimselerdir. Onların yoksulluğu son dönem yoksulluğun en göze çarpan örneklerinden olup; karar vericiler, kamu ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra, bilim insanları ve araştırma kurumlarınca “görülmeyenler ve duyulmayanlar” olarak rapor edilmişlerdir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2013 yılı istatistiklerine göre ülkemizde istihdam edilen 26 milyon işgücünün yaklaşık %25′ini tarım işgücü oluşturmaktadır. 6,5 milyon tarım iş gücünün de yaklaşık % 40’ını mevsimlik tarım işçilerinin oluşturduğu tahmin edilmektedir. Göç haritasına baktığımızda ülkemizde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çalışma alanlarının sınırlı olması, kırsal alanda toprak dağılımının eşitsizliği, bölge halkı için geçinme yöntemlerini oldukça azaltırken, istihdam olanaklarını sınırlamakta ve kent halkının yoksulluğu, mevsimlik tarım işçiliğini tek seçenek haline getirmektedir. Yaşam ve barınma koşullarının uygunsuzluğu, yetersiz ve tek taraflı beslenme, içilebilir temiz su ve kullanma suyuna düzenli ulaşamama, atık su ve kanalizasyon atığının bertaraf edilememesi, yaşam koşullarının uygunsuzluğu nedeniyle artan çevre kirliliği, nakiller esnasında oluşan kazalar, üreme sağlığı sorunları, pestisitlerden (tarım ilaçları) etkilenme, aşırı sıcak ve soğuk, zehirlenme ve yaralanmalar, sağlık hizmetlerine erişememe nedeniyle erken ölümler ve hastalıkların yüksek olduğu bir gruptur. İşçi ailelerinin kapsamlı ve ulaşılabilir sağlık hizmetine ihtiyaçları fazla iken, kentsel alanların dışında tarlalarda yaşamaları, sık yer değiştirmeler, sağlık güvencelerinin ve sağlıklarını koruma bilgilerinin düşük oluşu, özellikle kadınların okuryazar olmayışları ve dil farklılığına bağlı iletişim sorunları nedeniyle düzenli olarak sağlık hizmetine erişememektedirler. En temel sorunlardan biri de gerek çocukların bakacak kimse olmaması nedeniyle aileleriyle birlikte göç etme zorunlulukları ve gerekse çocuk işçiliğine duyulan ihtiyaçtır. Çalışan çocuklar genellikle eğitimden kopmakta ve eğitimle erişebilecekleri meslek edinme ve sosyal hareketlilik şanslarını yitirmektedirler. Ne yazık ki yoksulluğun kısır döngüsü içinden çıkamayan çocukların gelecekleri de ebeveynlerinkinden farklı olmamaktadır.
Kötü yaşam koşulları nedeniyle çevrede oluşan kirlilik ve etnik sebeplerle ortaya çıkan sosyal dışlanma ise işin başka bir boyutudur.
Ülkemizdeki mevsimlik tarım işçilerinin kangrene dönüşmüş bu sorunlarının tespitine yönelik olarak 3 yıldır yaptığım bu çalışma ile; konuyla ilgili görsel arşivin oluşturulması, elde edilen sonuçların sosyolojik verilerle desteklenerek ilgili kurum ve kuruluşların koşulların iyileştirilmesi yönündeki çalışmalarına ivme kazandırılması hedeflenmiştir.
This post is also available in: İngilizce