Özgeçmiş:
Erdal Küpeli, 1945 yılında Malatya’da doğdu. İlkokul ve liseyi Malatya’da okuyan Küpeli, 1972 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. Sinema ve Televizyon Araştırma Merkezi olarak eğitim ve araştırma faaliyetlerini sürdürmekte olan Türk Film Arşivi’nin kuruluşunda ve çeşitli faaliyetlerinde aktif olarak çalıştı. 1967 yılında bir grup öğrenci arkadaşları ile Türk Halk Sanatları Araştırma Derneği’ni kurarak Doğu Karadeniz, Güneybatı Anadolu, Orta Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerinde yöresel ve geleneksel mimari, etnografik malzemeler ve el sanatları üzerine araştırma, belgeleme çalışmaları yaptı. 10 ayrı sergi düzenlenerek bu çalışmaları, 1968 ve 1972 yılları arasında muhtelif zamanlarda İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi salonları, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Yapı ve Kredi Bankası İstanbul ve Ankara sergi salonlarında sergilendi. 1976-1982 yılları arasında Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu Grafik Sanatları Bölümü öğrencilerine fotoğraf dersleri verdi. 1982 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü’ne Öğretim Görevlisi olarak atandı. 1987-1989 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Genel Sekreteri olarak görev yaptı. 1990 yılında Fotoğraf Bölümü’ne Yardımcı Doçent olarak atandı. Aynı bölümde Belgesel Fotoğraf Sanat Dalı Başkanlığı yaptı. 2005 yılında aynı görevden emekli oldu.
Halen Antalya’da serbest mimarlık çalışmalarını sürdüren Küpeli, fotoğraf çalışmalarına da devam etmektedir.
Sergi: Göçerler
1968 yılında öğrenciler olarak İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenci faaliyetleri kapsamında Türk Halk Sanatları Araştırma Derneği adında bir dernek kurmuştuk. Amacımız, Osmanlı İmparatorluğu dağıldıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde halen kullanılmakta olan, sözlü-yazılı kültürel malzemeler hakkında tespitler yapmak, bunun sonucunda da elde edeceğimiz dokümanları sergiler, yayınlar ve çeşitli yollarla insanların bilgisine sunmak idi.
Bu araştırmalar kapsamında 1968 ve 1972 yılları süresince yurdun çeşitli yörelerinde çalışmalar yaptık. Hepimiz öğrenciydik ve bu araştırmaları finanse edecek maddi gücümüz yoktu. Yapı Kredi Bankası Kültür bölümü yöneticisi olan Vedat Nedim Tör ve onun vefatından sonra aynı görevi yürüten Demokrat Parti son dönem bakanlarından Şemi Ergin, yapacağımız sergi masrafları karşılığı olarak her gezi için 1000 ile 2000 lira arasında değişen ön ödeme yaptılar. Her geziye 5-6 kişi katıldı ve ortalama 25 gün sürdü. Gittiğimiz yerlerde yerel yöneticilerden destek istedik ve her defasında da ilgi ve destek gördük. Özellikle orman teşkilatı, yayla ve mezralara ulaşmamızda çok yardımcı oldular. Çoğu zaman köylerde, yörük çadırlarında yattık, onların sofralarında doyduk. Ekibimizin elinde sınırlı sayıda fotoğraf makinesi vardı.
İlk gezimiz Doğu Karadeniz Bölgesi’ne oldu. Ordu’dan başlayarak Rize’nin Fındıklı ilçesine kadar olan bölümünde çalıştık. Sonraki gezimizi Antalya, Isparta ve Burdur illerimize ve özellikle o yörede halen göç geleneğini sürdüren Yörükler için yaptık. Bir hafta Amanos yaylalarında yörüklerle yaşadık. Sonraki yıl bir grup Güneydoğu Anadolu ve Van Gölü çevresine, bir başka grup ise Rize ve Artvin illerine giderek araştırmalar yaptı. Nemrut dağı kraterinin içinde konaklayan Kürt göçerlerle üç gün çalıştık. 1971 yılında Sivas-Yozgat civarında kırsal bölgelerde ve Urfa-Harran’da iki ayrı çalışma yaptık. Son olarak da Orta Anadolu’da Niğde-Kayseri-Malatya illeri çevresinde çalıştık, Kayseri ilinin Pınarbaşı ilçesinde yörüklerle beraber göç ettik, Bor düzlüklerindeki Türkmen obalarında Türkmenlerle yaşadık.
Yörükler yaylalarda genellikle keçi kılından dokunan kara çadırlarda yaşıyorlar. Göçün bütün hazırlıkları kadınlar tarafından yapılıyor. Gerekli olan tüm eşyalar (yataklar, minderler, kilimler, her türlü mutfak eşyası, yün kırpma-eğirme-iplik bükme-boyamada kullanılan eşyalar, dokuma tezgahları, ocaklar, su taşıma araçları gibi) yük çuvallarına koyularak develere yükleniyor ve yola çıkılıyor. Bütün işlerin hemen tamamını kadınlar yapıyor. Çadırlar kadınlar tarafından kuruluyor ve içleri yerleştirilip yaşanacak hale getiriliyor. Genellikle çocuk yaşlardaki erkek ve kızlar sürülerin otlatılması ile uğraşıyor. Hayvanları sağmak, yoğurt peynir yapmak, yağ çıkarmak, yemek yapmak, koyunları kırpmak, yün eğirmek, iplik bükmek, iplikleri boyamak, dokumalar yapmak gibi günlük işler hep kadınlar tarafından yapılıyor. Erkekler de bazen yardımcı oluyorlar fakat asıl görevleri güvenlik sağlamak.
Biz yörüklerle yaşadığımız süre zarfında kullandıkları bütün eşyaların, dokumaların (kilimler, sililer, cicimler, çuvallar, kolanlar vb) ve dokumalardaki desenlerin çizimlerini yaptık, fotoğraflarını çektik. Dokumaların ve motiflerin isimlerini öğrendik, türkülerini ve hikayelerini kaydettik.
Bugün dönüp bu çalışmaya baktığımda, kültürel değerlerin kaybolmasına karşı, fotoğrafın ne kadar önemli olduğunu görüyorum.
Hala yapılabilecek çok şey var. Her konu gibi bu konuda da tutkulu gönüllülere ihtiyacımız var. Bunların da var olduklarını düşünüyor ve en azından umut ediyorum.
This post is also available in: İngilizce